Cumartesi, Kasım 13, 2010

KARARTI..

....



Yarım,dağınık,ceza,bedel,özlem,boşluk ,anlamsız,geç
hepsi başlık olabilirdi ama  KARARTI seçildi........





Bırakıverirsin kendini
Bitmemiş bir şeyi, tamamlamak gelmez içinden
Bilirsin ki
Her şey senin etrafında dönmez
Fark edemezsin, kimin etrafında döndüğünün
Dağınık kalırsın
Belki de yarım
Fiyatını ödediğin bir geç kalınmışlık ve acıyla yaşama hissiyle
Hep kalınan bir şeydir oysa
Ya da gelen
Ya da gelmesini beklediğimiz
Beklerken
Bir ceza gibi yaşamda
Anlayamazsın

M.Güney













Get Your Own Player!

Salı, Ekim 26, 2010

bugün..



Mola biraz müzik :)
Bugün yeni iş yerine ziyaret var ...
İyi hissediyorum kendimi...


 




















ben mi? evet...
bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünler bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoşgeldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
tam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı; kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek, karınca yuvaları, gökyüzü, kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmek denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan, ölen ve yaşayan şeyleri...
doğumu, ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan herşeyi anlatmak...
ben mi?evet. çıkıp gideceğim bir gün...
tasasız, gözyaşsız, geride birşey bırakmadan ve birşey beklemeden
ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...

A.Behramoğlu





Get Your Own Player!

Salı, Ekim 19, 2010

Cumartesi, Ekim 09, 2010

yağmur..

bekle, dedi 
ben bulutu yaratana kadar 
sonra yağarsın …
kanım bir gülün dikeninde kuruyana kadar bekledim
gelmedi …

______   ^^    __________

bir ömürdü geçen ömrümden 
bir yaşamdı eskiyen içrimin can sedirinde
ve dudaklarımdan bir iniltiyle havalanan
bir yürek telaşıydı özlem
ve kimi sevsem kadife zindanlarında
bahanelerine sevdalı sevmesem, 
kalbim ihtiyaç fazlası 
ve hüznüm 
kanatları tozdan kelebekti hani dokunsan dağılır 
dokunmasan, hepten yok sayılır dı 
illa da dokunurdu zaten yokluğun 
ve umudum bin parçahiçliğe saçılırdı …

______   ^^    __________

bekle, dedi 
düşlerine binmek için
hızla koştuğun uykuların birinde 
nasılsa bana rastlarsın …
gözlerim,
kirpiklerimin çardağında yaşlanana kadar bekledim
gelmedi …


..........


Canım arkadaşım Şafak 'ın bir çalışması ..)
Yağmurlu günler için ...


Sanırım bir dip not düşmem gerekiyor  :)
Bu şiir Şafağ'ın eksi mekanında var olanlarından ..
Tamamı için aşağıdaki ling tıklamak yeterli..)

http://safakk1.blogcu.com/biliyorum-yarin-yagmur-yagacak/5004896



apocalyptica-beautiful

Get Your Own Player!

Çarşamba, Eylül 29, 2010

yollar bulmak lazım..)


Akşam bir hevesle oturudum pc başına
açtım blog sayfamı
biraz benden biraz Türkan'dan söz edicektim  ..)
Gel gör ki bir türlü resim yükleyemedim..
Uğraştım sıkıldım bunladım kapattım yarın denemek üzere ..
Bugün kabul buyurdular resmi..)
Şöyle çabuk çabuk anlatayım çünki konsantrem bozuldu.. (çokta hassas blogcuyum :P   )
Bu resim üzerinden çok uzun yıllar geçti ...
Şuan Türkan (annem ) 73 yaşında 4 aydır birlikte yaşamaya başladık..
Türkan'la maceralar gibi olmayacak ,belkide olur kimbilir :) Şunu diye bilirim hala kucağındaki küçük kızım ....)
Gecen akşam beni uyardı "beni uyuttuktan sonra bunun başına ( bunun başı pc oluyor ) oturursan seni döverim" ... :P

 İş yoğun telefonlar durmuyor,  şimdilik Murathan Mungan şiir ile ara vereyim :))

.....
Kolay bir hüzündür gecenin kovuğundan sarkan
Ellerindeki paramparça geçmişin sığ bir gövdesidir yolun ortasında
Erken bir gülüşe başlarken (tutanabildiğin yalnızca bir gülüş)
Ve sanki (kendinden korkan) bir erken bağlanmışlık varoluş ve tükenişin.
Bir görüntü anlatır (sanki) bir yolun, bir yoğunluğun ortasında bal rengi kanı
Ve ayrılığın ta içinde biriken küllüğüdür özlemin.
Eski, hep eski anlatılmamışlıktır defterlerin.
Kuruyan su.
Kuruyan uykusu.
Ve kan yine de bal rengi derbederliğin.

..... 


 
                            
 

 
Get Your Own Player!

Salı, Eylül 21, 2010

yalnızlık..


YALNIZLIK ŞİİRİ..


Karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
Yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
Bu gece dağ başları kadar yalnızım

Çiçekler damlıyor gecenin parmaklarından

Dudaklarımda eski bir mektep türküsü
Karanlıkta sana doğru uzanmış ellerim
Gözlerim gözlerini arıyor durmadan
Nerdesin?

Atilla İlhan





Get Your Own Player!

Salı, Eylül 14, 2010

karışık..



Geçenlerde feys de Can Yücel'in bir sözü paylaşıldı hemen beğendim, hemen paylaştım.)
şöyle diyordu.. ;




..
Neden hayatında biri yok diye soranlara:
Hani bazen durakta belli bir otobüsü beklersiniz ya on dakika,onbeş dakika,yirmi dakika beklersiniz gelmez.
Bu arada başka alternatiflerde geçer ama binmezsiniz.
Nede olsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin istemezsiniz.Sormayın artık bana! Herhangi biriyle değil, beklediğime “değecek” olanla devam etmeliyim bu yola!
Durakta yaşlanmak olsada işin ucunda...





Pek çok severim Can yücel'i ama bu sözü ayrıca sevdim..
neden hayatında kimse yok yada neden olmadı sorusu ile çokca karşılaşmamdan olsa gerek..
Gayet iyi bir  nedendi ama benim içsel yaşadıklarım beni dürttü ;
Değer yada değmezden önce ben ne kadar, ne istiyorum yada ne kadar cesurum ...
))
İtirafımda bu kadarmış...)


                                                   
                                                       
                                                        Bu şarkın sözlerinden anladığım kadarı ile diyor ki )
                                                        "Sen ve benden başka birşey  yok ..
                                                          seninle her yere kacarımm..."
                                                         Ve daha neler neler  öyle de uydu ki itiraf kısmına....)
















yeterince karışmadı biliyorum...
Bi daha ki sefere...)
sevgi ile kalınnnn





Get Your Own Player!

Çarşamba, Eylül 01, 2010

eylül..







Biraz alkole bulanmak istiyorum..
Nede severim sanat müziği eşliğinde yudumlamayı ..











Get Your Own Player!

Perşembe, Ağustos 26, 2010

coupable..:)

  
Son zamanlarda duygularım iniş çıkışlarda (sanki ne zaman değilse :P )
Bu günlerde gene biraz daha üstüme gelir oldu .Becerebilirsen tek tek gel dedim ama beni duymadı..Garip hallerim var ne kızgınlığımı ne öfkemi yaşayabiliriyorum.
benden başka her oluşumun haklı nedenleri var..
İyide ben o zaman nasıl kızıcam nasıl öfkelenicem .
Hep sakin durmaktanda sıkıldım sanırsam :) Biraz müzik ve şiir en hareketli hallerim ...)Bu müzik iyi geldi bu akşam için..Bu resmide sevdim sanki yıllarımın yorgunlunundan arınmak için uzanmışım gibi bir his verdi...( bu ara resimlerimi Devinarttan alıyorum ) Özdemir Asaf'ıda çok severim beni bilen bilir .Kafam karışıkken daha fazla kafamı karıştıran olamaz ve beni anlatan :)Bu şiirdeki pek çok satır işte budur dedirtti bana....
huzurlu günleriniz olsun...   

     coupable, coupable, coupable à vieeeeeeeee  .......  

Çırılçıplak

Küstahlığımı nezaketim oturdu
Saadete kendime bakakaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Gizlenen insanların ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak
Selamımı tanıdıklar oturdu.
Saygı bekleyince alçaldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Kendini beğenmişler ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Ağlamayı ölenler oturdu.
kendimi ölmez sanınca ufaldım,
kararsızlık bir an sürdü.
Ölülerle dirilerin arasında bir ben kaldım,
Çırılçıplak.
Sonsuzluğu ufuklar oturdu.
Yarattığım dünyaların içinde daraldım.
Kararsızlık bir an sürdü
Başlangıç ile bitiş ortasında ben kaldım,
Çırılçıplak.
Aydınlığı bulutlar oturdu,
Yıldızlara doğru yol aldım.
Kararsızlık bir an sürdü:
Varanlar ile duranlar arasında ben kaldım,
Çırılçıplak.


coupable, coupable, coupable à vieeeeeeeee  ....nırınım nırınımmm..........)

coubable-j.f.michael


Get Your Own Player!


Cuma, Ağustos 20, 2010

mazi...



 




...Önünde ben geldim de dize
Yâr olmadı bu kimse bize
En nihayet düşüp can verdim
Gözündeki yeşil denize....







                                               



Sözlerini Necdet Rüştü Efe Tara'nın yazdığı, Necip Celal Andel 
tarafından bestelenen ilk Türk tangosudur. (Tango Turco).
1928 yılında bestelendikten sonra, ilk yorumu 1932'de
dönemin ünlü seslerinden Seyyan Hanım tarafından plağa okunmuş
ve o zamandan beri çok sevilen tangolar arasındaki yerini korumuştur.
1970'lerde Esin Engin'in yorumuyla da sevilmiştir. 
Eser ayrıca, İncesaz'ın 2005 Kasım ayında çıkardığı dördüncü 
albümüne adını vermiştir ve bu albümün ilk parçasıdır.



  Kısacık bir Vikipedi'ya bilgisinden sonra neden mazi, neden tango, neden Seyyan hanım ...)
  Bilmem ki böyle içimden geldi dinlerken paylaşayım dedim en mazide olan şekliyle taş plaktan olsun dedim :)
  Birde en sevdiklerimden bu tango, diyor ya "en nihayet düşüp can verdim gözündeki yeşil denize" nasılda etklemiştir beni bu sözleri...Bir gözün güzelliği, bir göze hayranlık nasılda güzel iki kelimeyle anlatılmış yeşil ve deniz....

Öyle ise hadi maziye doğru yolculuğa ..:)



                    

Salı, Ağustos 10, 2010

yıldız...

 
Yıldız gibiydi parlak ,çekici, özel , hayranlıkla izledim,
Tutmaya çalıştım uzattım elimi zordu parmak ucların değmesi ..
Güzeldi seyretmek ama neden her gün sönüyor gibiydi,
parlaklığını yitirmesi bana verdiği hazın kaybolmasını nedendi..
herşeyin sonu olur gibi sönüyormuydu..
Bu kendi akışı içinde doğaldı da neden beni hüzünlendiriyor..
Bi de bu Buika ne cok içimdeki duyguları anlatıyor gibi,
uysada uymasada sözleri
ben bu ritimle  beni anlatırcasına ritim tutucam....




buika - no habra nadie en el mundo

Pazartesi, Ağustos 02, 2010

anytime..

:))
Evet evet biliyorum artık sayfayı yenilemem gerekiyor..)
Pek çok şeyden söz etmek istedim ama bir türlü toparlayıp buraya aktaramadım.. 
En azından güzel bir müzik bırakayım ...





.......Herhangi bir zaman, herhangi bir yer.....



Sarah Brightman-Anytime Anywhere

Cuma, Temmuz 09, 2010

seyir....


Yaşamla Ölüm arasındaki çizgide bütün hayat gözünün önünden film şeridi gibi geçer derler ya  bende bu gece yaptığım uzun yolculuklarda oluyor..
Gerçi bu uzun metrajlı bir film gibi olsada bana bu duyguyu yaşattı  ;
"hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti.."
Ne zaman mı ?
Geçen günlerde Okulumun eski mezunlar buluşması vardı.
uzak memlekette okuyunca yolculuk kacınılmaz :)
Okul yolunda gidişimin üzerinde çoook uzun yıllar gecmişti.
Bu filmin baş rolü benim olmalıydı :)
haksızlık etmiyeyim kendime her ne kadar gecmişe bakmak pişmalıklarımla yüzleşmek olsada genede güzel bir film bu :)


bir birhan keskin siiri;



" şimdi ve burada olmanın kederine karşı cıkmadım
dünyada iki kapılı bir han gibi durmanın,
buraya böyle gelmiş  olmanın,
geçene yol acmanın, ki icinden rüzgar geçirmenin
ne büyük güç istedigini anladım.
durmanın ne büyük sabır...
şimdi yeryüzü konustukca anlıyorum ki,
bölünmüs bir hatırayım ben
dünyaya dağılan.
ve şimdi biliyorum, neden,
yaş akıyor
atımın sol gözünden. "


The Walkabouts - The Train Leaves At 8 ( Mikis Theodorakis ).

Pazar, Haziran 27, 2010

özlem..

 

 

 
Duygularım özlem  üzerine yoğunlaştı..
Adı olmayan yada pek çok şeye karşılık gelen, 
Hiç bitip gitmicek  gibi hep bir kenarda beni seyreden,
Belkide bitmesini hiç  istemedim,
Bir garip duygu ÖZLEM..



Aziz Nesin söyle der ; 
.....
o denli o denli çok beklettin
alıştırdın bekletmeye kendini
çok zamanlar geçti de geldin
senden çok seviyorum senin özlemeni .....

:) 
ee tabii özleyip durcak değiliz ya özlenmekte güzel ,
özlenmekte özlenilir..

Afşar Timucin'de ne güzel demiş ;

özleyince

beni özlediğin zaman
yağmura duran göklere bak
yaşanmışın sıcaklığını düşün
bastıran soğuk akşamı
sokaktan gelen sesleri dinle
gecenin üçünü dördünü
bembeyaz bir sabahı anımsa

trenleri getir aklına
beni özlediğin zaman
uyku gibi yayılan sessizliğin
birden geçişini duy
tedirginlik gibi yansıyan
susuşlarını gözünün önüne getir
ya da en güzeli beni çağır
beni özlediğin zaman........







Get Your Own Player!


Pazar, Haziran 20, 2010

Bilge' ye ...



Bloga o kadar az zaman ayıra biliyorum  ki ..
Ama genede sevgili Bilge beni ödüle layık görmüş,
ya da şöyle demek istemiş olabilir" hadi artık blogla ilgilen" yani destek, teşvik ödülü.. ..:)

Ben bu güzel düşünceyi armağan olarak alıp bu sayfayıda Bilge'yi düşündüğüm de bende çağrıştıran
( yalın, duru ,sakin bir o kadar yaşama  coşkulu, romantik ,sevgili...) şiir , müzik ve resimle süslemek istedim benim de sana  küçük bir armağanım olsun kabul buyur sevgili Bilge :)

 

DUYGUSAL

Sen ona bir gemisin, yönü senin yönündür
Bir sancısın geçerken denizlerini özgür
O da bir ada olsun, sana çevrili dursun
Dağının dalgalarla, yüzünün rüzgarlarla
Bağlandığı kendini sende çözülmüş görür.


Gemiler göründükçe adalar da düş görür
İnsanlar nerede olsa bir orayı düşünür
Derler adadakiler, şu gemi bir gün gelse
Gitsek buradan öte, nereye gideceksek
Bilseler gemiler de bir adayı düşünür.
 ÖZDEMİR ASAF


Etti Ankri-Yedidi Ha Shahahata

Perşembe, Haziran 10, 2010

dost...



Ben onu ilk tanıdığımda herkesi terbiyesis bulan pek terbiyeli biriydi :)
biraz daha tanıdıkca Bukowski tadında kaçık bir şair olduğunu hatta Özdemir Asaf kıvamında  kısa cümleler kurduğunu farkettim :)
Hatta şiirlerinden ödüller alanlar olduğunu öğrendim hazine bulmuş gibi sevindim .))
2008 yılında Osmaniye Ekmek Şiir Yarışması'nda birincilik ödülünü alan 'Saat Seni Çoktan Geçmişti'
31  bölümden oluşuyor.
İlk aklıma gelende blogta seçmiş olduğum biirini paylaşmak oldu ..Picasso en sevdiği yabancı ressam seçmiş olduğum şiir içinde bu resmi sectim ..
şimdi okuma zamanı ...


Seni affetmedim demiştim ya
Unutamadım o yüzden
Yoksa
İsmin kalırdı çoktan sende
Her döndüğümde çıkmazdın yastığıma böylece

Her doğan gün sana bakışım
Her anım gidişin olmazdı gecelerde

Yakmazdın ahımı acılarımla
Kadehler kırmazdın ruhumda
Islanmazdım acının basamaklarında

Bu palto
Ceket
Kalmazdı üstümde hep
Kelimeler dizilmişse eğer kağıda alkol kıvamında
Basit bir insan ve basit bir aşk yaşadığım içindir
Daha iyisini yaratacak ne sen vardı bende ne sen

Bu yastık
Gece
Bu doğan güneş
Sığmaz bilginin cebine
Ah
İstemez miydim aşkı bilgece yaşamak
Ama
Eteğimden döktüklerim
Beni şimdi yalnız bıraktılar

 
Mustafa Güney



                                             Yuki Kajiura _If you are my love

Pazar, Mayıs 16, 2010

Ezgilime...


Ezgilim beni ödüllendirdi , şaşırtı ,şımartı, sevindirdi..
Bazen hiç beklemediğiniz anda yaşadığın ani güzel süpriz sevinci ...
Bu blogta ödül paylaşımına uzağım çünki blogta yeniyim kuralların gereğini yerine getirecek kadar paylaşımcı edinemedim ..
Ama bu sayfaya seçtiğim şarkıyı, bu kucak dolusu buketi ezgilim sana  armağan etmek istiyorum..
Bu günlerde ben Lejla Jusic'i zevkle dinliyorum ve zevklerimiz o kadar yakın ki
inanıyorum seninde hoşuna gidecek.
 yaa ben  birde şiir eklemek istiyorum güzel yüreğine ,gülen yüzüne karşılık gelecek...


.......
Gülerken yüzün

Dem çeken bir güvercinin sesini

İçin için büyüyen çimenleri

Baharda lunaparkı, bayramyerini

Ve alışkanlıklar dışında her şeyi

 
Gülerken yüzün

Aşıyor geçmişin acılarını

Kendini yarına değiştiriyor

 
Gülerken yüzün

Sanki çarmıhını kırmışsın

Senin ve ardından geleceklerin

Aylası alnına düşmüş gecenin

Oturmuş ağlıyor kendisi


Bunu öyle candan öyle yürekten

Öyle bir tutkuyla istiyorum ki

Aklımda hep öyle kalmalısın

(Şiir Gülten Akın'nın pek kadın kadın kadına bir sayfa oldu..( :    )

Evet gülüşün o kadar güzel ki aklımda hep öyle kalacaksın :)
Çok teşekkür ettim varlığına, sevgine, verdiğin değere :)



lejla jusıc

Cumartesi, Nisan 24, 2010

bir yer



Oradan oraya vurdum yazım bişiler diye
İçim küskün, bunun bulaşıcı olduğunu düşünüyorum.
Bulaştırmayım sağa sola, bir de sanki bende kroniikleşti..
Sıyrılsam bütün sahip olduklarımdan akıp gitsem başka başka hallere ..
bunu istiyorum..
Ufak kaçışlar
bir müzik ,bir film,bir sinema ..
Dedim ya ufak sinemanın kapısından cıktın mı ,
kitabın son kapağını kapadın mı ,
müziğin son notasını duydun mu
gene olduğun yerdesin..
olduğum yerdeyim..
Bugün nostalji albümümü dinledim .Fonda ki şarkı bu albümden ..
Eski nostalji sanki insanın içini yumuşatıyor biraz
Hoşuma gitti dinlemek.
Bitenceye kadar gözler kapalı gidelim bir yerlere..



reene&renato-save your love

Çarşamba, Nisan 14, 2010

bal...


:)))
Amanın dediler ki ; sen çok uzun zamandır tatil yapmadın gözlerin bakışların değişti azcık git izin yap ..
Evett yüz yıllık izin almışım gibi sevindim.))
Ne kadar mı ?
Bu akşam başlıyor pazartesi sabahına kadar :.
Ne yapsam ,nereye neyi sıkıştırsam ,ağzıma bir parmak bal çalındı işte :)
Besame bonitooooo :)
Çok şey yapmak istiyorum ama zaman o kadar az ki ..
Bir bardak suda ....)


iskander-besame bonito

Pazartesi, Nisan 12, 2010

köşem..:)




Çok zaman herkesin kacmak istediği bir yer ,bir durum ,bir kişi olmuştur..
Bende buraya kaçmayı seviyorum.
Bütün herseyden uzaklaşıyorum , nefes alamadığımı hissettiğim anlarda burda olmak güzel..
Carla Bruni de bu sarkıda ne demiş bilmiyorum ama sanki aynı şeylerden söz etmişiz gibi geldi.)


Carla Bruni - Quequ Un MA Dit.

Perşembe, Nisan 08, 2010

duvar..

tut tut elimi tut dediii...



tutmak






is


                  te


                                              dim…..


.


.


.


.


Hiç tanımaz tenim ellerini


Bilmez yüreğim bilmez yüreğini


Ahh bu koku bu ten bu dokunuş


Ahh bu delilik sar sar bedenimi


Yok


olmak


zamanıdır


şimdi...


eleftheria arvanitaki -Ta Sxoinia

Perşembe, Nisan 01, 2010

ben..


Blogcudan sonra farklı sitelerde yeni bir kaç sayfa edindim,çok yazarmışım gibi ...:P
sanırım artıık blogger yani burda devam edicem gerçi hala çözemediğim durumlar var.
Farklı bir şablon , chat sayfası, sayac bu gibi eklentileri yapmayı beceremedim.
Zamanla oda olur diye kendimi teselli edeyim..:)
Hayat ağır bir parça burda uzaklaşıyorum içinde bulunduğum koşuşturmacadan..
O kadar çok kişi tanıdım kii , her bir kişiden yeni yeni bir şeyler öğrendim..
Bu çok güzel bir yolculuk.
Seviyorum blogcu olmayı , günlük tutmayı hiç beceremedim ama sevdiğim hoşuma giden herşeyi mendil kenarıda olsa yazmayı sevdim paylaşmayı sevdim..
Şimdi bana bu keyfi blogta yaptığım paylaşımlar veriyor..

Ve şu güzel dizelerde ve melodide bir kere daha ben oluyorum yada benim sesim oluyorlar..
Konuştuk bütün gece, büyümekten, alışmaktan
Herkes bilir, söylemez, koptuk bir çocuktan
Tam birbirimize göreyiz, eğitimli günahkârlarız biz
Ağlarız suçumuza, oluruz tertemiz
Birden bir rüya başlar, meğer gerçek yokmuş
Eskisi gibiyiz, masum bir hayvan
Birden bir dünya başlar, sanki hiç kırmamışız
Anlamışız meğer, niye varız biz?
Bir düş gördüm peşinden koştum
İyi ki ağladım, iyi ki güldüm
Bir ses duydum çağırdın geldim
İyi ki var bir hikayem, başım sonum
Sabahın küçük serçesi, umut var mı hâlâ?
Yoksa yarın bir düş mü, dün gibi?
Boş bir vagon gibi durmuş, zaman aramızda
Tanıyan yok, bilen yok; gurbetteyiz,
Birden bir tren çığlığı, açılıyor kapılar
Kim binip gidecek, hangimiz kalacak?
Birden bir dünya biter, sanki hiç görmemişiz
Anlamışız meğer, niye varız biz?



ezginin günlüğü-konuştuk bütün gece