Pazar, Kasım 04, 2012

believe in us






Şarkıya aşık olunur mu ?
söz konusu kişi ben isem olunur ...:)
tekrar tekrar dinlenir
kekeme sözcüklerle eşlik edilir ...

Oo darling ,please
you believe in me
I believe in you
have come that you don't believe in us ?


tabii peşinden hemen çevirisine bakılır ama kaygıyla çünkü
her zaman çeviriler tam karşılığını bulmuyor ya da
müziğin güzel akışına uymuyor...
ve evet güzel müzik kadar anlamlı ve derin sözler...


sen bana inanıyorsun,
ben sana inanıyorum ,
nasıl olur da 'bize' inanmazsın ?


diye devam eder ...
neden inanılmadığı ile ilgili yorum yapmayayım ..:)
gene hoşuma giden bir iki altı çizili cümleler eklemek istiyorum...
ilki Murathan Mungan' ın Şairin Romanından ;
(...)
" Ne tuhaf ! İnsanoğlunun yaşamında en geç                                                                                                   keşfettiği şey şimdi zamandı.İnsan içinde yaşadığı anı derinleştirmeyi zamanla,
yani zamanı azaldıkça öğreniyordu.."                                              
(...)
Bunu benim için söylemek sanırım henüz zor, öğrenemediklerimden ...

Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ın dan altı çizili olan yer şöyle ;

(...)
"Dünyada hepimiz sallantılı , korkuluksuz bir köprüde yürü gibiyiz.
Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaydaki tutamaklar gibi.
Uzanır tutunurlar.Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne ; kimi işine sanatına.
Çocuklarına tutunanlar vardır.Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır.
Gülünçlüğünü fark etmez.Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanırım.
Öküzleri besiliydi , pırıl pırıldı.herkesin,
"-veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi.Daha gülünçleri de vardır.
Ben toplumdaki değerlerin iki yüzlülüğünü , sahteliğini , gülünçlüğünü göreli beri gülünç
olmayan tek tutamağı arıyorum:
Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz , benimle birlik düşünen , duyan ,seven bir kadın."
(...)

Kim istemez ki deyip susayım ..:)

"anlatıp duruyorsun;anlatmak istediğin 
bunlar mı,,,bunlarla nereye varacaksın 
bilmiyorsun ? çocukluğundan umduğun
bir şey var ! hakikatin özü orada mı 
çıkarmak istiyorsun ? hakikatin özü 
tözü sözü gözü ; hakikat duran bekleyen 
bir şey mi ,,,hakikat hayatı kendimizin 
bir parçası haline getirebildiğimiz şey
diyordu soren,,,bırak bu çıkmaz sokaklarda
dolaşmayı,,, dinlen biraz ,,,
hastasın sen ilacını al..."

son alıntıda Leyla Erbil'in Kalan adlı kitabından dı ....

dudağımda  ve  kulağımda şarkım ;

Oo darling ,please
you believe in me
I believe in you
have come that you don't believe in us ? 

mırıldanarak ve gece beni bekler diyerek geceye gidiyorum...
güzel bir hafta olsun umudumu da ekleyerek...  


                                                          jay jay johanson - believe in us

Perşembe, Kasım 01, 2012

kaçışlarım...



İnsanın kendini anlatacak kelimeleri bulamaması kadar kötü bir hal yok ...
Okuduğum kitaplar, izlediğim filmler , dinlediğim şarkılar yetmiyor...
Neyi nerede yanlış yapıyorum bunu bilmemek çok can yakıyor...
Hani duyarsızsam, aptalsam neden bu kadar canım yanıyor...

Şüpheci, sorgucuysan paranoyak,
şüphesiz , sorgusuzsan aptal,
ikisinin arasını tutturursan zeki oluyorsun, adam oluyorsun ...
yok ben arayı bulamadım...
paranoyalarım nefis senaryolara gebe ..:)

Bunları yazarken Fikret Kızılok dinliyorum elbette 

Bir Fikret Kızılok zamanıdır ....

ahhh   o kendimden kaçışlarım..

-ne kadar kaçarsın ki, nereye kadar ... ?-

/ perdesiz gecelerim ,param parça oluşlarım../

ve bir de diyor ya ,

kendime geç kalışlarım...ahhh

(...)
Kusura bakma dostum : ruhum kapanık.Dertleşmenin mümkünü yok..
Sonra pişman olur insan : içindekileri dağa taşa söyleseydim diye...
( ...)
Neden bana yaşamasını öğretmediler ?
Neden bizden bu kadar gerisini sen bulup çıkaracaksın dedikleri zaman isyan etmedim ?
Hayata atılmak gibi bir çılgınlığı nasıl yaptım..
(...)
Denemelerden geçmiştim.onları aldatmaya başladım...Sonumu kendim hazırladım.
Her an ne yapacağımı söyleyemezlerdi bana.Beni aldattılar ;genede suçluyum.
İnsanların en verimli olduğu çağda tükendim.Her anı ne yapmam gerektiğini düşünerek 
geçirdiğim için çabuk yoruldum ...
Bana müsade ...

diye devam ediyor Oğuz Atayın Tutunamayanlar'ı 
iyi ki de yazmışlar, söylemişler demeden geçemiycem..
Birilerinin benim gibi anlatım engellilere böyle yardımcı olması gerek :)
gerçi sadece anlatım engelli olduğum söylenemez, anlatım, anlama ,görme, öğrenme ve daha pek çok şey sayılabilir ...


(...)
Çıplaktık yürüyorduk , utanmayı öğrenmemizle unutmamız bir olmuştu,çıplaktık yürüyorduk.
kimin sınava girdiği unutulmuştu, çıplaklık unutturucudur. Biz unutmak için kaçmak için soyunanlardandık ,kaçmak için. Oysa hatırlamak için soyunulur , hatırlamak için , yüzyıllardan 
beri unutulanları hatırlamak için. Neyin olmadığını , neyin olamayacağını hatırlamak için, yeniden başlamaya gücü olmak için , seçim yapmak için, seçim yapabilecek açıklığa kavuşmak için.
Yakıp yıkmak için barış için soyunulur .Tante Rosa daha bir kez olsun bunlar için soyunmadı.
Bunlar için soyunulabildiğini düşünmedi , görmedi bilmedi. Tante Rosa bütün kadınca bilmeyişlerin adıdır..İşte unutmak için, neyi unutmak , neden kaçmak için , işte bunları hiç bilmiyordu, bunları bilmek ad değiştirmektir, bir kılık değiştirmektir, neden kaçtığını , neyi unutmak için soyunulduğunu bilmek , sadece bunu bilmek , doğduğu  anı bilmek , çıplak doğmuş olduğumuzu bilmek ,
çıplak öleceğimizi bilmek , hiç bir şeyi bilmemek yada ama hiç bir şey bilmediğini de bilmemek yararsızlığı bilmemek yararsızlığı .Bunun için soyunmak ağzın sonundaki kıç deliğini görmek...

(...)

Biraz uzunca bir alıntı oldu biliyorum
ama Sevgi Soysal'ın Tante Rosa'sı benim hayatımda önemli yer tutan kitaplardan biri oldu farketmeden yazıverdim altını çizdiğim bölümü...

Şöyle bir baktım da neler yapmışım diye gene kaçmışım kitap, şarkı sözlerine ...
Bu saatten sonra benden de bu kadar blogcu olur ...
Teşekkürler Fikret Kızılok,
Teşekkürler Sevgi Soysal,
Teşekkürler Oğuz Atay iyi ki hayatıma girdiniz sesim oldunuz....

Tabi resimdeki güzel bayan Kate Moss'a da  teşekkür etmeliyim ..)
ve evet artık bana da müsade...:)